10/28/2010
Kamik
ortalama bir ay önce sipariş verdiğim termal botlarım geldi -40 dereceye kadar ayakları yumoş tutma garantisi varmış... ki bu çok önemli he astronot ayakkabısı gibi o ayrı yürürken ister istemez adımlar açılıp büyüyor! :D sonuçta kar / sulu kar için ideal
kamik
10/26/2010
10/25/2010
kitap kapağı'm
ankara
h.sonu ankara'daydım denize uzak şehirleri sevmiyorum, gökyüzüne uzak şehirler vardır bir de onları hepten sevmiyorum. ama ilginçtir adaları da sevmiyorum :D yani etrafı karalarla ya da denizle çevrilmiş olması farketmiyor, herhangi bir coğrafi oluşumla 'çevrili' olma hissi söz konusu ise bir şehirde hoşuma gitmiyor işte:)
pocitelj / bosna hersek
mostar / bosna hersek
son günlerin moda deyimiyle 'biblo gibi' bir şehir mostar. turkuaz renkli muhteşem durulukta bir nehir olan neretva'nın kıyısına kurulmuş. şehrin bir bölümünde müslüman halk yoğunlukta diğer bölümünde de hristiyan soğuk rüzgarlar esiyormuş hala aralarında şehrin harabiyetini görünce hak veriyorsunuz! köprünün olduğu kısım restore edilmiş şehrin diğer bölümüne savaş sonrası haliyle duruyor neredeyse. köprünün ayağında uzanan çarşı içinde bir tertemiz bir pansyonda kaldık kişi başına 10 euro verdik ve neretva'nın sesiyle güzel bir uyku çektik. halk sıcak, gece hayatı hareketli (gerçekten) sadece çarşı içerisinde bulunan ankesörlü çalışıyor, burek konusunda saraybosna'nın yanında sınıfta kalıyor bunun dışında,
güzel.. gidin.
10/21/2010
saraybosna / detay
yara bere içinde saraybosna hala.. sakız gibi bembeyaz perdelerin altında uzanan duvarlar mermi delikleriyle dolu. kimsenin yüzünde bir tebessüm yok, donuk, üzgün bir şehir. empati yeteneği yüksek bir insan olarak ciğerimi paramparça eden insan yüzleri doluydu sokakları. koccaman bulvarlar onları hakkıyla dolduracak bir kalabalığa sahip değil henüz. başçarşı bursa'nın eski bir caddesinden farksız sade ve sıcaktı. en güzel şey şüphesiz yoğurt soslu 'burek' ti ve servisi yapan kadının güzelliği de unutulacak gibi değildi :) savaş müzesi, sığınak vs gibi savaşın iç sıkıcı yerlerine gezi düzenleyen turlar var. bilinçli bir biçimde katılmadık şehrin kendisi yeterliydi çünkü. bu nedenle birçok yerde okuduğum gibi şöyle süpper, böyle harkuleyd! yazamayacağım çünkü orda yaşanan acıları hissetmeyip laylay bir biçimde gezemeyecek kadar aklımız başımızdaydı. her yer haremlik selamlık türkiye'den gelen turistlerle dolu, şaşırmayın. velhasıl hırpalanmış ama değerinden hiçbirşey kaybetmemiş bir mücevher gibi saraybosna. acıların hafiflemesi için birkaç kuşak geçmesi gerekecek elbette, ben de kurtuluş savaşını göbeğinde yaşasam bu kadar gevrek (!) gülemezdim eminim...
sveti stefan / karadağ
Hazır elim değmişken ekliyeyim dedim. Karadağ / Budva'dan ortalama 5km sonra karşınıza çıkıyor burası. şimdilerde bir milyarder almış butik hotele çevirmek için içini dışına çıkarıyor, giriş yasak. denizine kumsalına bakar mısınız? kırmızı beyaz oval taşlarla süslü kocaman bir sahili var, gezi sırasında hiç böyle bir sahil şeridine rastlamadık. Umarım bu haliyle kalır diyeceğim ama her yer inşaat! bizim güney sahillerine dönmeden gidin gezin 5 sene sonra çevrenin bu halinden eser kalmayacağına eminim.
10/11/2010
10/06/2010
10/04/2010
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)