5/10/2010

aynı nakarat...

duygusal bağımlılıklarımız... iyi, kötü farketmiyor. Sabah kalktığımızdan gece uyuduğumuz ana kadar onların peşinde sürükleniyoruz. İyi hissettiğimizde iyi, kötü hissettiğimizde kötü oluyoruz. Onlarla başa çıkmayı değil, onları bastırmayı öğrendiğimiz için içimizdeki 'basınç' nedeniyle bir süre sonra yaratıcı dikkatimizi hiçbirşeye verememeye başlıyoruz, basınç tüm iç dünyamızı tehdit ederken, duygu dünyamızı heran patlayacak olan bir volkanın eteklerine inşa ediyoruz.. güzel yaşamını bu zavallı denklem etrafında geçirmeyen tek bir kişi bile tanımadım ama sanıyorum bunu kontrol etmeyi başarabilen insanların yaşamını bolca okudum çünkü o kadar çabuk yükselip zihnimizin gökyüzüne yerleşiyorlar ki edebiyata, sanata ilham veriyor ya da onlardan birini icra ediyorlar:) biz mi? hormon salıncağında bir sağa bir sola..... evet yukarıdan bakıldığında hakikaten bir oyun bahçesi gibi görünüyor olsa gerek (!) 

:)

Hiç yorum yok: